Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

İz Bırakanlar Unutulmaz

İz Bırakanlar Unutulmaz
(7.5/10)
Üye: Murat Kızılca
En baştan söyleyelim, İspanyol korku gerilim sinemasının yüz akı yönetmenlerinden Jaume Balagueró gene kalburüstü bir işe imza atmış. Cesar ve Clara arasındaki hastalıklı ilişkiye odaklanan Ölüm Uykusu, “insanoğlu mutlu olmak için neleri göze alır?” gibi ağır sorular sorarken korku gerilim sinemasının gereklerini yerine getirmekten de geri durmuyor. Özellikle Cesar’ın bir aksilik sonucu Clara’nın dairesinde uyuyakaldığı gecenin sabahında, Clara ve sevgilisine görünmeden evden çıkmaya çalıştığı sahneler bütünü tırnak kemirten cinsten.

1968 doğumlu Balagueró, ilk uzun metrajı İsimsizler (Los sin nombre, 1999) ile katıldığı birçok festivalde ödülleri toplayarak dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Oluşan beklentiyi boşa çıkarmayan işlere imza atmaya devam eden Balagueró, Darkness (2002), Kırılgan (Frágiles, 2005) ve televizyon için çekilmiş 70-75 dakikalık 6 filmden oluşan Sizi Uyutmayacak 6 Film (Péliculas para no dormir) serisindeki en ilgi çekici bölümlerden biri olan Para entrar a vivir (To Let, 2006) ile yükselen çıkışını sürdürdü. Balagueró ismini hafızalara kazıyacak film ise Paco Plaza ile beraber yönettiği [Rec]: Ölüm Çığlığı (2007) olacaktı. 2009 tarihli devam filmi [Rec] 2’de yine beraber çalıştılar. Bilindiği üzere serinin üçüncü ayağı [REC]³ Génesis’i Paco Plaza tek başına yönetti. 

 

Açıkçası [Rec] gibi kanlı canlı bir zombi aksiyonun ardından Ölüm Uykusu gibi ağır tempolu bir filmin geleceğini beklemiyordum. Bir apartmanın içine hapsolmuş hikâyesiyle tek mekânda geçen filmler kategorisine dahil edilebilecek Ölüm Uykusu, yavaşça tırmanan gerilimiyle seyirciyi ufak dozlarla rahatsız ederek çığ gibi büyüyen bir huzursuzluğun içine sürüklüyor. 

 

Cesar, Barcelona’daki bir apartmanda görevli olarak çalışmaktadır. Bütün kiracılar ile özel olarak ilgilenen Cesar, her birine ait can alıcı detayları en ufak ayrıntısına kadar bilmektedir. Üçüncü katta yaşayan Clara ise Cesar’ın özel ilgi alanına girmektedir. Her dairenin anahtarına sahip olan Cesar, geceleri Clara’nın dairesine girmeyi ve genç kadını uykusunda eterle bayıltıp sabaha kadar yanında uyumayı alışkanlık haline getirmiştir. Yaşam dolu biri olan Clara, her daim gülen yüzü ile etrafına ışıl ışıl mutluluk saçan bir kadındır. Clara’nın bu sebepsiz mutlu olma halini çekemeyen Cesar, genç kadını mutsuz etmek için elinden geleni ardına koymaz. Geceleri evine girdiğinde kullandığı kozmetiklerin içine çeşitli kimyasallar karıştırarak vücudunda alerjik kırmızılıklar çıkmasına neden olur. (Yönetmen burada alttan alta kozmetik ürünleri eleştiriyor gibi sanki.) Lavabonun altındaki borunun içine bir bez yerleştirir, lavabo tıkanır. O da yetmez, etrafa çürümüş meyve ve larvalar bırakır, daireyi hamam böcekleri basar. Bütün bunların hiçbiri Clara’yı mutsuz etmeye yetmez. Cesar, tam her şeyden vazgeçecekken hiç ummadığı tesadüfler sonucu olaylar beklenmedik bir hale bürünür. 

 

Konuyu okuduktan sonra herkesin aklına muhakkak aynı soru geliyordur: Cesar bütün bunları neden yapıyor? Bu sorunun cevabı hemen giriş bölümünde Cesar’ın iç sesi ile veriliyor: “Mutluluk. Benim sorunum işte bu. Mutlu olamıyorum. Hiç olmadım. Başıma iyi şeyler geldiğinde bile mutlu olamıyorum. Her sabah gözlerinizi hiç motivasyonunuz olmadan açmanın ne demek olduğunu tahmin bile edemezsiniz. Tek bir sebep için harcadığım gayret. Sadece bir sebep. Her şeyin yok olmasını engellemek için bir sebep. İnanın bana elimden gelenin en iyisini yapıyorum. En iyisini. Hem de hayatımın her günü.” Hayata tutunabilmenin derdine düşen Cesar, içindeki kötücül karanlığın etkisiyle kendini Clara’yı mutsuz etmeye adıyor. Böcek fobisi olanlar dikkat! Clara’nın dairesini basan hamam böceklerinin beyazperdeyi kaplayan görüntüsü aşırı derecede rahatsızlık verici. 

 

Luis Tosar, her zaman olduğu gibi gene övgü dolu sözler hak eden bir performans sergiliyor. Zaten bütün senaryo onun performansı üzerine kurulu olduğu için en kilit noktada bulunan Tosar, bu şansı tek kişilik bir şova dönüştürmekte pek sıkıntı yaşamıyor. Korku severler bu hafta vizyona giren filmler arasında Ölüm Uykusu’nu gözü kapalı tercih edebilirler. 

 

 

Murat Kızılca

 

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

RÖPORTAJLAR

Salvatore Schirmo: "İtalyan sineması...

Salvatore Schirmo: "İtalyan sineması...

Fırat Sayıcı

Cüneyt Karakuş: "Bu filmde ses rengi...

Cüneyt Karakuş: "Bu filmde ses rengi...

Fırat Sayıcı

Emre Ahmet Seçmen: “Bu belgesel için 53 r...

Emre Ahmet Seçmen: “Bu belgesel için 53 r...

Fırat Sayıcı

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter