Popüler Sinema

Paylaş
Röportajlar

Büşra Bilginer: “Filmdeki kadınların ortak dertleri hayatlarındaki otoriter erkek figür olan babaları…”

Büşra Bilginer: “Filmdeki kadınların ortak dertleri hayatlarındaki otoriter erkek figür olan babaları…”
Yazar: Fırat Sayıcı

 

                                        

Öncelikle sizi biraz tanıyalım mı? 

Antalya’da doğup büyüdüm. Üniversitenin başında Kıyıda’nın hikâyesini yazdım ve filmi son sınıfta mezuniyet projesi olarak tamamlayıp, çoğunluğu üniversite öğrencilerinden ve genç kadınlardan oluşan bir ekiple çektik. Kıyıda ile Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sinema-TV Bölümü’nden mezun oldum. Şimdi filmimiz festival yolculuğunu tamamladı ve Mubi’de izleyiciyle buluştu. Ben de yazmaya ve üretmeye çalışmaya devam ediyorum. 

 

Filmin senaryosu nasıl ortaya çıktı?

Kardeşlerin çok farklı karakterlerde olmaları ve aynı olaylarla mücadele şekillerinin farklılığı hep işlemek istediğim bir konuydu. Aynı zamanda bir kadın hikâyesi olmasını ve her birinde ayrı bir kadınlık hâlinin görünmesini istiyordum. Ortak dertlerinin de hayatlarındaki otoriter erkek figür olan babaları olmasını istiyordum. Üniversitenin başında hikâyeyi yazdım. Yolda da hem zamanla hem de sürece dâhil olanların katkılarıyla değişti ve şekillendi.

 

Oyuncu seçiminde nelere dikkat ettiniz?

Oyuncular sanırım benim en büyük şanslarım. Henüz öğrenci olmamız ve yüksek prodüksiyonlu bir iş yapamamamız sebebiyle oyunculara ulaşmaya çalışırken imtina ettim aslında. Senaryoda bana eşlik eden arkadaşım Gizem, oyuncular konusunda şansımızı denememiz gerektiğini söyledi. Hayal ettiğim oyuncuları sordu ve beklemediğim şekilde hepsi çok güzel dönüşler yaptı. Hikâyeyi konuştuk, görüştük ve beraber okuma provaları yaparken aralarında ciddi bir uyum oluştu. Karakterlerini sevdiler, filmi her şeyiyle kucakladılar ve bana çok güzel şeyler katan arkadaşlar oldular.

 

Aile bağı gibi konular Türk insanının kutsal bir şekilde saygıyla yaklaştığı konular gibi gelir hep bize. Sizce bu filmde karakterlerin bu konu etrafında yüzleşememelerinin sebebi ne olabilir?

Benim için hem çok başka insanlar olup hem de aynı eve doğmuş olmak ve aynı kaybı yaşıyor olmak, anlatmaya çalışmam gereken bir şey gibiydi. Hep ilk filmim olarak onu hayal ettim. Bence birbirini seviyor ve yan yana durmak istiyorsan ama bambaşka karakterlerdeysen ve birbirini anlayamıyorsan, bazı şeylerin bir kısmıyla yüzleşir, bir kısmından kaçarsın. Bir şeylerin tamamen değişeceği ya da büyük yüzleşmelerin yaşanacağı değil de bambaşka kadınların bir gün aynı sebeple bir kıyıda buluşup bir süre orada yan yana durmaya çalışacakları bir hikâyeleri olsun istediğim için filmde biraz yüzleşme, biraz kaçma var sanırım.

 

Film festivallerde nasıl karşılandı? Seyirciden beklediğiniz tepkileri alabildiniz mi?

Festivallerin her biri bana bambaşka şeyler kattı. Çok güzel geri dönüşler aldık. İyi ve kötü her eleştiri çok değerliydi çünkü biz seyirciyle buluşmayı hedeflesek de henüz yolun başında olan her genç gibi imkânlarımız ve tecrübemiz kısıtlıydı. Bu yüzden sürecin içinde birçok yerde bocaladık, bazı yolları kaçırdık; ancak bir şekilde yolumuz çok güzel yerlerde, çok güzel insanlarla çakıştı. Bu, bizim inandığımız ve uğruna çabaladığımız bir hayaldi.

 

Türkiye’de bir kadın olarak bağımsız sinema yapmanın zorluklarından bahseder misiniz?

Türkiye’de ve elbette dünyada bir kadın olmak, genç olmak, bir şeyler üretmeye çalışmak, sanatçı olmak ve bağımsız sinema yapmak; ayrı ayrı her biri çok zor ve çok kıymetli şeyler. Biz, çoğunluğu gençlerden, öğrencilerden ve kadınlardan oluşan bir ekip olarak, bunlar için aynı anda mücadele verdiğimiz bir süreç yaşadık. Tabii ki bir insanın varlığı, kimliği, hayalleri ve düşünceleri konusunda yaşanan her haksızlık ve eşitsizlik için olduğu gibi bu değerlerin her biri için hak edilenler elde edilene kadar mücadele edilmeli. Bizim mücadelemizin ilk adımı da çok kısıtlı imkânlarla, zor bir dönemde, çoğunluğu kadınlardan oluşan, birbirinden yetenekli genç sinemacılarla birlikte bir kadın hikâyesi anlatarak oldu. Umarım bu mücadele ve sonucunda ortaya çıkan güzel işler büyüyerek devam eder ve bir şeylerin değişmesi mümkün olur.

 

Yeni projeleriniz neler?

Kıyıda festival sürecini tamamlayıp izleyiciyle buluştuktan sonra yeni bir hikâyeye ancak geçebildim. Şimdi yazıyorum; ancak ilk filmin bana öğrettiği en büyük şey, her şeyin kontrolümde olamayacağı ve bazı şeylerin zamanı olduğu. Yeni hikâyenin de şimdilik biraz vakti var gibi geliyor. Ama çalışmaya devam edeceğiz.

 

 

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

HABERLER

George Lucas: "Benim De Bir Hayatım ...

George Lucas: "Benim De Bir Hayatım ...

“FİLOS” Antalya Altın Portakal Film Festi...

“FİLOS” Antalya Altın Portakal Film Festi...

Ankara Film Festivali’nin jürileri açıkla...

Ankara Film Festivali’nin jürileri açıkla...

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter